- Ninja Nedir Ninjalar Kimdir

- Filmlere romanları eserlere konu olan çok iyi dövüş tekniği olan ve gizli çalışan üstün yetenekli savaşçılara Ninjaadı verilmiş ve pek çok alanda karşımıza çıkmaktadır. Peki bu Ninjalar kimlerdir ve nasıl kurulmuşlardır.Ortaçağ yıllarında Japonya eyaletler halinde, derebeylikler şeklinde yönetilmekteydi. Kim güçlüyse onun kazandığı bir dönemde Japonya'da kurulan Ninjalar ön plana çıkmıştır. Aslında ninjaların nasıl felsefesine aldıklarını nasıl kuruldukları tam olarak bilinmemektedir.
- Ancak mistik Çin öğretisinin Hint Tibet öğretileriyle harmanlanması ve bunların Japon yamabusi (dağlarda yaşayan savaşçı rahiplere) öğretilmesiyle doğduğuna inanılmaktadır. Ardından iyice uzmanlaşan bu savaşçılar, derebeyleri ve savaş lordları tarafından kendi saflarında savaşmak için kullanılmış, bir nevi paralı asker olmuşlardır Ninjalar casusluk, sabotaj, suikast gibi Gizli işleri ustalıkla yapabilecek seviyede iyi bir eğitim almış ve Ninjitsu adı verilen dövüş sanatında uzmanlaşmış askerler olmuşlardır.
- Ninjalar Samuraylardan (iyi eğitimli Samuraylar olur Samuraylar genelde daha Bilgin ve üstün karakterde insanlardan oluşur) aralarından kendi istekleriyle ayrılan ya da harakiri yapmayı reddeden kişilerden oluşmaktadır. Ninjalar doğada dağ eteklerinde yaşayıp zihinlerini oldukça yüksek seviyede Zinde tutan ve burada oldukça mücadele veren askerlerden oluşmaktadır.
- Ninjalar ninjutsu adı verilen dövüş tekniğini kendileri bulmuş ve uygulamış, kendi adlarını vermişlerdir. Ninjutsu da ustalaşan Ninjalar kendi özel teknikleriyle düşmanlarını oldukça korkutan Savaşçılar olmuşlardır.
- Bilge ve aristokrat samurayların aksine Ninjalar daha çok paralı asker ve suikast işlerinde kullanıldığı için aralarında böyle bir fark oluşmaktadır.
- Ninjalar oldukça iyi kamuflaj yapan, kılıç kullanan, beslenmelerinde özel takip eden pirinç balık yağı çay yaprağı şeklinde yiyecekler yiyen, Usta casus ve suikastçilerden oluşmuştur.
- Japonya'da uzun yıllar faaliyet gösteren Ninjalar Japonya'nın batıya açılması ve demokrasi kazanmasıyla kaybolmuş, ancak özentilere hala devam etmektedir. Ninjaların ağaç ve binalara tırmanmak için ellerine pençeşeklinde aksesuarlar taktıkları, kaçış ve yanıltmak için Duman kullandıkları ve yıldız şeklinde aletlerini düşmanlarına fırlattıkları bilinmektedir.



Bundan sekiz yüzyıl önceki bir dönemde , Japonya birçok bağımsız eyaletten oluşuyordu ve savaşlar devamlıydı , togakure ailesinin lideri savaşlarda çok büyük bir yenilgi ile mahvolmuştu. Dağlara sığındığında orada bir savaşçı rahip olan Kain Doshi ile karsılaştı. Iga bölgesinin dumanla kaplı tepelerinde uzun ve zor çalışmalar sonrasında yeni bir savaş sanatı öğrendi , vücudu ve ruhu kullanmanın daha farklı bir yolunu. Bu mistik öğreti ile görünmeden ve farkına varılmadan hareket etmeyi ve amacına ulaşmayı basardı.İste Togakure’nin gölge savaşçıları böyle doğdu.
( Togakure Ninjalarının Kökeni’nden alınma bir hikayeden çeviridir. ) Aslında bu gizli sanatın nasıl doğduğu konusunda tam güvenebileceğimiz bir kaynak yoktur , 1000 seneyi bulan Ninjutsu tarihinde gerçekler ile fanteziyi birbirinden ayırmak bazen çok zordur. Mistik hikayelerde bu sanatın ve Ninja’ların Tengu’dan (Tengular Japon mistisizminde korkunç, yari insan yari karga şeytanlardır ve doğa güçlerine hakim bazı özel yetenekleri vardır.) türediğini görebilirsiniz ama gelin biz tarihteki gerçekler üzerinde bu yolculuğumuzu sürdürelim.
1024 yılında Japonya’nın Kii bölgesinde ana kara Çin’den gelen (aslında kaçan) bazı komutanlar , savaşçılar ve din adamları Çin savaş taktikleri ile Tibet ve Hint öğretilerinden etkilenen Çin mistisizmini harmanlamışlardı. Bu Çinli rahip ve samanlar beyin ve vücut sezgilerinden yola çıkarak kainattaki düzene bir yorum getirmeye çalışmışlardı, sonraları Japon yamabushi (dağda yasayan savaşçı rahipler) leride bu anlayışı kabul etmişlerdir. İste Kain Doshi , Gamon Doshi ve Kasumikage Doshi adli bu Çin mistisizmi rahipleri ve onların müritleri ilk Ninja’larin hocaları olmuşlardır.
Bu inanış Ninja’ların ileriki zamanlarda mikkyo mezhebine üye Budistler olmalarına karsın devam etmiştir. Sonuçta Ninjutsu Çin ve yerli Japon elementlerin birleşmesi ile doğmuştur ve tarihteki birçok inanısın veya savaş sanatının aksine spesifik bir tarihte gerçekleşmemiştir. Baslarda bu sanat bir şeyi becerebilmenin yolu olarak çalışılmış, Ninjutsu ancak ileriki dönemlerde yüksek derecede sistematik bir savaş sanatına, casusluk ve bilgi alma, gölge kültürüne, ve dolayısıyla geleneksel Japon sosyal geleneği ve politikasına karsı bir reaksiyon haline dönüşmüştür,mesela Togakure ailesinin Ninjutsu ryu (izlenen yol, stil veya okul) su Daisuke Togakure’den üç nesil sonra tam seklini bulmuştur.
Geleneksel Ninjutsu ryu’larının çoğu Honshu adasının güneyindeki dağlarda doğmuştur, bunlara en önemli iki okul olan Iga-ryu ve Koga-ryu da dahildir.Togakure ryu gibi Iga bölgesinde faaliyet gösteren Iga ryu, Momochi, Hattori ve Fujibayashi klanlarının kontrolü altındaydı. Birçok küçük ve farklı Ninjutsu okullarda mevcuttu,mesela Koto-ryu kemik kırma sanatı Koppojutsu ileriki devirlerde Jujutsu ve karate’ye dönüşmüştür. Fudo-ryu ağırlıklı olarak Shuriken(çelikten fırlatma aletleri) çalışmasına önem verirken Gyokko-ryu Koshijutsu denilen sinir noktalarına saldırı tekniklerini uzmanlaştırmıştı. Togakure-ryu’sunun özel aleti Shuko(ele giyilen pençe seklinde bir ****l) idi, bu sayede ağaçlara ve duvarlara bir kedi gibi tırmanabiliyorlardı. Bu büyük klanların yanında Taira, Izumo, Toda, Kashihara, Abe, Mori ve Sakaue gibi ailelerde bu gizemli sanatların birleşip isimleştiği Ninjutsu’da aktiflerdi.
14. Yüzyıl Ninja’ların en güçlü olduğu dönemdi ve kendi varlıklarını ve Mikkyo tapınaklarını korumaktaydılar ama iç savaşların devamlı yaşandığı bu dönemde Ninja’ların farklı ve üstün özelliklerinden yararlanmak isteyen savaş lortlarına da hizmet vermeye başladılar.
Gelişmeler sonunda Ninja’lar gizli küçük köylerinden tüm Japonya’ya yayılmaya ve düşman savaş lordlarına suikastlar yapıp askeri güçlerine de zarar vermeye başladılar. Japonlar bu gölge adamlara hem saygı duymaya başladılar hem de onlardan korkmaya.
Ninja’ların en büyük ve en korkulan düşmanı ise şüphesiz güçlü general Nobunaga Oda idi, amacı Hıristiyan inanışını kullanarak Ninja mikkyo inanışını yok etmek ve mistisizmi Japonya’dan kaldırmaktı. 1579 yılında yapılan Tensho Iga no Ran savasında Samurai ordusuna Nobunaga’nın oğlu Katsuyori kumanda ediyordu. savaş ünlü Ninja lideri Sandayu Momochi’nin önderliğinde olan Iga Ninja’larının kolay zaferi ile noktalandı. Bu gelişme ile birlikte Nobunaga 1581 de Iga bölgesini kuşatma altına aldı ve bu sefer 1 e 10 asker üstünlüğü ile Ninja kalelerine saldırı emri verdi ve efsanevi Ninja’lar bu müthiş saldırı sonucunda çoluk çocuk da dahil olmak üzere katledildiler. Az sayıda Ninja bu saldırıdan kurtuldular ve artık eskisinden de daha gizli bir biçimde varlıklarını sürdürmeye çalıştılar.
İsin trajik komik yani ise Ninja’ların sonunun bu savaşla değil ardından gelen uzun süreli barış ortamı ile olmasıdır. Ninja’ların yardımı ile Shogun olan Ieyasu Japonya’ya huzur ortamı getirmişti ve artık Ninja’lar koruma gibi isler üstlenmeye ya da gizli polis gücü olmaya başlamışlardı, tabii ki bu hayatin monoton yapısı ve çok az ücret,bir zamanların gölge savaşçılarına ağır gelmiş, bazıları dağlara çıkıp efsaneleşirken çoğu özel yeteneklerini kaybetmiştir. Bilinen en son Ninja hizmeti 1853 yılında Commodore Perry’nin Kara gemilerine yapılan bilgi operasyonudur.
Günümüze kadar babadan oğula geçerek gelen bu sanat tekrar gün ışığına çıkmış ve artık tamamen bir hayatta kalma öğretisi olarak öğretilmeye başlanmıştır.


Casusluk ve sessiz suikast uzmanı ninjalar becerilerini babadan oğula aktardı, ama bugünkü ninjalar sonuncu olacak.
Soylu samuray savaşçıları, ninjaları casusluk, sabotaj ve suikast işleri için kiralardı. Ninjalar, gözleri dışında vücutlarını tümüyle kaplayan, böylece karanlıkta onları görünmez kılan koyu renkli giysiler giyerdi.
Shuriken adlı yıldız şeklinde bir silah ve fukiya adlı üflemeli ok kullanan ninjalar sessiz ama ölümcüldüler.
Ayrıca kılıç ustasıydılar. Silahlarını sadece öldürmek için değil, şatolara girmek ve düşmanlarını gözlemek amacıyla taş duvarlara tırmanmak için de kullanırlardı.
Görevleri gizli nitelik taşıdığı için ninjaların faaliyetlerini gösteren resmi belgeler pek yok.
Kullandıkları aletler ve yöntemler sözlü olarak kuşaktan kuşağa geçti.
Bu özellikleri nedeniyle film yapımcıları, romancılar ve çizgi roman çizerleri, ninjalar konusunda hayal güçlerini sınırsızca kullanabildiler.
Hollywood filmleri Enter the Ninja ve American Ninja onları su üstünde yürüyen, göz açıp kapayıncaya kadar ortadan kaybolan insanüstü varlıklar olarak gösteriyor.
Japonya'nın son ninja ustası Jinichi Kawakami buna gülerek yanıt veriyor: "İmkânsız bu; ne kadar eğitim görürse görsün ninjalar insandır nihayetinde."
Fakat ninjalar su üstünde ayakta durarak hareket etmelerini sağlayan küçük sallar kullanıyormuş.
Kawakami, Koka ninja kabilesini oluşturan 53 aileden biri olan Ban ailesinin 21. reisi. Altı yaşında iken ustası Masazo İshida'dan ninja tekniklerini içeren ninjutsu öğrenmiş.
"Oyun oynadığımızı sanıyordum ama ninjutsu öğreniyormuşum" diyor Kawakami ve devam ediyor:
"Nasıl sessiz yürünür, gizlice bir eve nasıl girilir gibi şeyler öğrettiği için, acaba hırsızlık yapmayı mı öğretiyor diye düşündüğüm anlar da oldu."
Öğrendiği diğer beceriler arasında patlayıcı ve ilaç yapımı da var.
"Bazı bitkileri karıştırarak zehir yapabilirim; bu zehir kişiyi öldürmez ama bulaşıcı bir hastalığı olduğunu düşündürür" diyor.
Kawakami 18 yaşında iken kabilesinin eski sembollerini miras edinmiş.
Ninja becerileri babadan oğula geçtiği gibi bazı gençlerin ninja kabilelerine dışarıdan katılması da mümkünmüş.
Kawakami'nin Koka kabilesi ile komşu İga kabilesi en ünlü iki kabile olarak tanınıyor. Zira yüzyıllar süren iç savaşların ardından 1600'de Japonya'yı birleştiren güçlü feodal bey İeyasu Tokugawa'nın hizmetindelermiş.
Edo olarak bilinen Tokugawa döneminde, ninjaların faaliyetinden kısaca bahseden resmi belgeler ilk kez gündeme geliyor.
Kawakami, ninjaların filmelerde anlatıldığı gibi sadece adam öldürmediğini, gündüz çalıştıkları bir işlerinin odluğunu söylüyor. "Ninja olarak hayatınızı idame ettiremezsiniz" diyerek devam ediyor Kawakami:
"Bazı ninjalar Edo döneminde samuray olmuş. Tokugawa döneminde kullanılan dört sınıf kategorisinden birine dahil olmanız gerekiyordu: Savaşçı, çiftçi, zanaatkâr ve tüccar sınıflarıydı bunlar."
21. yüzyıl ninjası olan Kawakami mühendislik eğitimi görmüş. Takım elbisesiyle diğer Japon işadamlarına benziyor.
Ancak "Japonya'nın son ninjası" sıfatı sadece ona ait olmayabilir. 80 yaşındaki Masaaki Hatsumi de ayakta kalan bir diğer ninja kabilesi olan Tokagure kabilesinin lideri olduğunu söylüyor.
Hatsumi, dünya çapında 300 bin üyesi olan Bujinkan adlı uluslararası dövüş sanatı organizasyonunun kurucusu.
Chiba bölgesine bağlı Noda kentinde dojo olarak tanınan eğitim merkezinde eğitim alanlar arasında "yurtdışından askeri ve polis personeli de bulunduğunu" vurguluyor.
48 kişilik bu küçük dojo, Hatsumi'nin her hareketini dikkatle izleyen öğrencilerle dolu. Bu hareketler genellikle çıplak elle yapılıyor, fazla silah kullanımı içermiyor.
İngiltere'den Paul Harper Hatsumi'nin sadık öğrencilerinden. Son 25 yıldır her yıl birkaç haftalık eğitim için geliyor Hatsumi'ye.
"1980'lerin başlarında çıkan çok sayıda dövüş sanatları dergisi vardı. O zamanlar karate çalışıyordum ve bu dergilerden birinde Bujinkan ile ilgili bir makale gördüm. Bu daha karmaşık ve bütünlüklü bir dövüş sanatı olarak geldi bana ve tecrübemi artırmak istedim" diyor Harper.
Başlangıçta ustasının ninja kökeninin ilginç geldiğini itiraf eden Harper, daha sonra Bujinkan tekniklerini öğrendikçe bu yanın önemini yitirdiğini belirtiyor.
İnsan İki Kere Yaşar adlı James Bond filminde dövüş sanatı danışmanlığı da yapmış olan Hatsumi, ninja tekniklerini uygulamaya devam ediyor.
Kawakami ve Hatsumi ortak bir noktada birleşiyor: İkisi de kendilerinden sonra ninja ustası atamayacak.
Kawakami, "İç savaş döneminde ninjaların casusluk, adam öldürme ve ilaç yapma becerileri faydalı olabiliyordu; ama bugün silahlar, internet ve çok daha iyi ilaçlar var. Modern dünyada ninjutsu sanatına yer yok." diyor.
Bu nedenle kendisine çırak atamamış; sadece Mie Üniversitesi'nde yarım gün ninja tarihi öğretiyor.
Çok sayıda öğrencisi olmasına rağmen Hatsumi de kendisine bir halef belirlemiyor.
"Öğrencilerim ninjaların kullandığı bazı teknikleri uygulamaya devam edecek; ama kabile liderliğinin kişinin kaderinde olması lazım, ki böyole biri yok bugün." diyor.
Ninjalar unutulmayacaktır. Ama bir zamanların korkulan gizli suiksatçileri, bugün hayali çizgi film ya da roman, film, bilgisayar oyunları karakterleri olarak ve turist çekme maksatlı hatırlanıyor.
İga kentindeki ninja müzesi, saat başı düzenlenen ninja gösterileriyle dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri eğlendiriyor.
Sessiz ninjutsu dövüş sanatının tersine, okul öğrencilerinin ve turistlerin izlediği bu gösteriler heyecan verici olduğu gibi gürültülü de. Yani ninjaların gizemi, daha son ninja ölmeden ölmüş oldu
